2 Şubat 2011 Çarşamba

bu böyle...

bir nöbet ertesinde uyanışımda güzel şeyler yazmak isterdim...biri daha ölmüş...ölüm biz doktorlara pek yabancı değil aslında...sık sık yaşıyoruz...ama bazen hayat dolu olup enerjisine,rengarenkliğine,kahkahalarına şaşırdığın ve imrendiğin insanlara ölüm meleği uğruyorsa...söyleyecek birşey bulamıyorsun..kalakalmak fiilini canlı olarak örnekliyorsun...
aslında ölüm bana hiç yabancı değil..tanışıklığım fazla olmadı aslında...bir gün yine normal bir nöbet gününde telefon geldi "büyükbaban öldü"diye...konduramadım, yakıştıramadım...böylece tanışmış olduk...daha ölüm meleğini unutmama fırsat tanımadan yine hatırlattı bana kendisini üzerinden bir kaç ay geçtikten sonra...yine nöbetteydim...arayan kardeşimdi..."annem kötüleşti hemen gel"diye...hayatımın hem en kısa hem de en uzun yolculuğuydu çalıştığım hastaneyle ev arası...sonuç...(uzatmak istemiyorum anlatınca o günü saniye saniye yaşamaya başlıyorum çünkü)annem öldü...ve asıl kabus başladı...her "anne" kelimesini duyduğunda irkilmeler,özel günlerde annesizlik,"anneler günü"nü annesiz geçirmek ve o günü insanlardan sokaktan medyadan kaçarak yaşamak...falan filan...
ölümü herkes yaşayacak ama bazen bunu bilsen de teselli olamıyorsun bu cümleyle...klişe cümleler kurmayacağım..yok sevdiklerinizin kıymetini bilin yok hayatı doya doya yaşayın yok üzülmeyin vs...işe yaramıyorlar çünkü...
hayat hepinizin dilediği şeyleri başardıklarından biri olarak getirsin karşısına...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder